18 Mart 2014 Salı

YALNIZLIĞIMI İLİKLERİME KADAR HİSSETTİĞİM YER...

Merhaba, nabersin?
Yalnız mısın?  Çevrende ki abuk sabuk insanlardan bıkıyor ve kendini sosyal medya mecralarına mı vuruyorsun? Hoş, buraya da geldikten sonra pek de yalnızlığın, hisselerin dinmiyor, durulmuyor değil mi? :)

Dünyayı ben böyle kabul ettim. Yalnızlık, ölümden sonra en büyük gerçeklerden. Doğarken yalnızsın (ikiz üçüz dışında...) ama ölürken kesin ve kesin yalnızsın. O yüzden alışsan iyi olur. Bırak şimdi haftasonu sosyalleşmelerini...
Kendine bak sadece, hissiyatını ölç. Umursa biraz çevreni.. kendini de ihmal etme. Ve yalnız kalmaya alış. Hatta sev yalnızlığı. Baksana... Öylesine açtığım bu blogda bile kimse derdime derman olamaz, olmaz da. Kimsenin pek de umrunda değilsin hani. Ama iyi niyetli, vefalı,  samimi insanlar dışında. Kendine kendinjze kendilerimize kendileştirdiklerimize iyi bakın bir daha! Yalnız kalsan daha iyi değil mi?  :))

14 Mart 2014 Cuma

DERS: 14 MART

Bugün nerdeyse sabahtan beri okuldaydım. Drrslere girdik. Ve son ders sağolsun hocamız güzel bir ders işledi. İlk 15 dakika değinse de bizim gibi hayatında ilk defa 14 MART ı kutlayan çömlere güzel bir ders oldu.
14 Mart 1827'de ilk tıp fakültesi açılıyor. Mevzu bundan ibaret sayılır. Ve 1900 küsürler'den itibaren yılın her 14 Mart ı sağlıkçılar bayramı olarak kutlanagelmiş. Bunlar edebiyat kısmıydı. Geçiyorum asıl mevzuya.
Malumunuz ÇANAKKALE HAFTASI'na da gireyazdık. Ve o dönemde belki 1 tane bile tıp doktoru mezunu vermemiş bu aziz milletimiz. O zaman ki doktorların bir kaç hikayesini anlattı hocamız. Ve gerçekten gıpta nazariyla baktım. Ama dediği bir cümle kafama dank etti ve hatalı olmadığımı kendimce ispatladım.
"Evet çocuklar,  bir hekim her zaman ve her dönemde ülkenin dünyanın sorunlarına hakim olmalı ve fikir üretebilmeli!"

Mükemmelsiniz...

Bu kadar net anlatılabilirdi. Hekimler güçlü insanlardır ve tüm sorunlara el atabilmeliler.
O zaman ki şartlar farklıydı. Şimdiki sıkıntılar apayrı. Bulunduğunuz zamana ve konjonktüre göre şekillenecek ve fikir üreteceğiz. Çok okuyacağız. Ve gerçekten de hele ki Türkiye'de doktorlar kadar cesaretlisi de yoktur her ne kadar asimile edilmeye çalışılsa da. Hiç taviz yok! O gündem analiz edilecek! O gazeteler okunacak! Haber siteleri arşınlanacak! Modern dünyanın tüm imkanları kullanılmaya çalışılacak! Veee en sonunda tam da profildeki hekim adayı olacağız.

Bu yazıda "Yav ne gerek var bu kadar. Siyaset gündem?" Diyen cananlara gelsin.

Muhabbetle...

3. TEKİL SAHIŞ

O... 3. Tekil şahıs... 3. Tekil şahıs gibi yaşamak. Kimi zaman fedakarlığın verdiği mutluluk kimi zaman enayiliğin verdiği öfke kimi zaman izleyici olmanın verdiği huzur. Ama sonu bir şekilde yalnızlık olan ilginç yaşam biçimi.
Kimsenin üzüntüsüne, derdine, sıkıntısına dayanamamak... Hep bir yardım etme telaşı. Onun mutlu olması için her şeyden vazgeçebilme. Yine O mutlu olsun da ücretini almasam da olur mantığı. Mantıksız. Belki de güzel bir şey. Ama mantık yok. Ve tüm evrene baksak bu tarz yaşam süren insan popülasyonu oldukça az.
Ne desek boş. Yalnızlık damarlarında. Sen 3. Tekil yaşıyorsan yabancısın her şeye. Genelde de kullanırlar nitekim. Bilmem belki de bunu seviyorsundur.

NABER?

Naber? Nasılsınız?  Uzun zamandır yazmadım. Sıkıldım çok. Ve yazmaya da ara vermiştim biraz. Bugün de yazılarımı kaldırdım. Ama başlayacağım tekrar yazmaya. Görüşürüz beybiler! ^.^